Bir Fincan Türk Kahvesinin Hikayesi.

Bir Fincan Türk Kahvesinin Hikayesi.

Türk kahvesi pişirilme, kavrulma, öğütülme yöntemi, ritüeli, felsefesi, sosyolojisi ve tarihi ile dünyanın kahve ile tanışmasının miladıdır.

 Türk Kahvesinin arkasında, dev bir tarih ve köklü bir kültür bulunmaktadır.

Türkler, kahve içmeyi kendilerine özgü damak tadıyla sentezleyerek Türk Kahvesini kültürel miras olarak bizlere hediye etmiştir. Türk kahvesi kişiliğini uzun bir tarihi süreçle bulmuştur.


Neden Türk kahvesi?

Tarihçe

Kahvenin Yemen’de tüketiminin ve ekiminin yaygınlaştığı tarih, Osmanlı İmparatorluğunun altın çağına tesadüf eder.

Yavuz Sultan Selim zamanında, Yemen toprakları da Osmanlıya katılmış. Daha sonrasında Tacirler, kahveyi keşfetmiş ve İstanbul’a getirmişlerdir. Türk kahvesinin serüveni böyle başlar.

Türklerin fethinden önce Araplar arasında hüküm süren anlaşmazlıklar nedeni ile bölgede seyahat güvenliği kalmamış, kahve üreticileri mahsulleri sahile indirememiş bu yüzden kahve başka bölgelere yayılamamıştır.

Kanuni döneminde Osmanlı nın Kızıldeniz’in iki yanına hakim olmaları üzerine kıyı kesiminde bulunan kahve ambarları Türklerin kontrolüne geçmiştir. Bu dönemde kahvenin geniş kitlelere ulaşma hikayesi İstanbul’a gelmesi ile başlar.


İtalyan Seyyah Pietro Valle, döneminde şunları yazar: “Türklerin rengi siyah olan başka bir içecekleri var, bu içecek çok farklı.  Her zaman çok sıcak içiliyor, yazın bile ferahlatıyor. Bu içecek yemek esnasında değil de sonrasında uzun höpürtülerle dostlarla sohbet ederken içilmekte. Onların hiçbir toplantısı yoktur ki bundan içilmesin. Bu iş için büyük bir ateş bulunduruyorlar, ateşin yanında içi bu karışımla dolu porselen fincanlar orada bulunanlara sıcak taşınıyor, bazen sekiz saat bu içecek eşliğinde sohbet ederek vakit geçiriyorlar.”

Ünlü sosyolog Giddens şöyle der: “Birinin bir fincan kahve içmesi kişisel bir tören, başkaları ile içmesi toplumsal şölendir.”

Kahve; üretimi, hazırlanması, taşınması, pazarlanması ve geçirdiği diğer safhalar sayesinde içen kişi ile binlerce kilometre uzaktaki insanlar arasında sürekli etkileşim gerektirir.

Gidens bu yaklaşımı ile adeta içinde tarihsel, kültürel, dini, ekonomik, sosyolojik ve folklorik bir bütünlüğü barındıran Türk kahve içme geleneğini izah eder.

Kahveyi elde etmek kadar onu pişirmek de önemlidir. Türk kahvesinin önemi,

telvesinde yatar. Dünyada ilk kez kahveyi telvesi ile ikram eden Türklerin bu yöntemi, kahve tadının alınabileceği, içinde en fazla kahve çekirdeği barındıran kahve biçimidir. Kahvenin üzerindeki köpük ise onun soğumasını ve aromasının kaçmasını engelleyen en önemli ayrıntıdır. Aynı zamanda telve, sohbet sonrası milyonlarca insanın fincanı kapatarak fal bakma ritüelini yaratmıştır.

Türk Kahvesi,uzun mücadele ve çabalarla 2013 yılında UNESCO tarafından insanlığın “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Temsili Listesine” alınmış ve temsili ülke olarak Türkiye kaydedilmiştir.

Dileğimiz, tüm dünya ülkeleri ile bir fincan kahve eşliğinde dostluk köprüleri kurmak.

Bir fincan Kahve ile neler yapılmaz kiii....


Türk Kahvesi'nin mucizesi içinde saklı. Anadolu’nun binlere manisinde saklı Sufilerin “hamdım, piştim” deyişinde, Ahilik Geleneğinde ,Pir Sultanın, Yunusun, Mevlana’nın, Dedem Korkutun hikayelerinde saklı.

Kahve piştiği yerde

Telve taştığı yerde

Gönül düştüğü yerde

Bir gün bir yerlerde görüşmek dileği ile

Arınba Kahve den sevgilerimizle

Kaynakça

Türk Kahvesi Kemalettin Kuzucu

M.Sabri Koz

Bir Taşım Keyif Türk Kahvesi Kültürü Araştırma Derneği

Türk Kahvesi

logo
visamaestromastercard